Ana Sayfa Ana Sayfa

3. Çok eski dünlerde... / Sipahi Dirican


Çok eski dünlerde bir kasvetli aralık sabahı...

o vakitler yok böyle cep telefonu falan!
(hatta ev telefonuna başvuruyorsun seneler sonra bağlanıyor eve!saçma gibi, yalan gibi değil mi? ama o dünler...)
zil çalıyor delice. altı yaşındaki çocuk uykumdan ben bile uyanıyorum öylesine bir zil hali...
babam kapıda birisiyle birşeyler konuşuyor... sonra bir panik hali evde...

apar topar annem giydiriyor beni aralık sabahının soğuğunda, dışarı fırlıyoruz sonra.

babaannemlere doğru, yakın bir mesafe.
biz süreyya plajı nın tam orada oturuyoruz babaannemler tam minübüs yolundan bize doğru girişte. hep şenlikli, tüm aile eşrafının toplandığı, amca çocuklarıyla koştururup oynadığımız ev işte. ama var bir fenalık... bu saatte olmaz ki orada amcaoğlu.. annemin babamın telaşından belli... ama yaş daha altı ve uykum var!

ama var bir fenalık... 
apartman kapısına geldiğimizde bizim zili kimin delicesine çaldırdığını anlıyorum; babaannemin apartmanının emekçisi . kapıda babamla fısır fısır konuşuyor yine.. 
beni yukarı eve çıkarıyor annem kucağında.

halam, babaannem ağlıyor.... ama yaş daha altı! içerki odada uykuya dalacak gözlerim. ama o odada hep beni uyutan dedem var her gidişimizde.. arıyor altı  yaş gözlerim...gelir birazdan diyor altı yaş aklım ...altı yaş gözlerim bayılıyor uykuya meftun.....
sonra ağlama sesleriyle uyanıyorum. dedem yanımda yok. onca ağlama sesi içinden annemin sesini seçiyor altı yaş çocukluğum buluyorum o'nu! 
ağlıyor...
dedem artık hiç yokmuş.. altı yaş aklım bunu anlıyor ama!

halamın sesini seçiyorum sonra.. babamın adını haykırıyor! annemin kucağından kafamı kaldırıp bakıyorum kapı eşiğinde babam,amcam... onlar da ağlıyor.. gözlerinden yaş geliyor. ama... annem, halalarım, babaannem gibi değil... usulca yaşlar akıyor!

ama babam ağlıyor...
altı yaş aklı işte! anne ağlar ama babam yahu...tüm dünyayı yönettiğini sandığın adam ağlıyor hıçkırmadan,sessizce.....

Süreyya plajın şimdi olmayan çimenlerinde tüm bir çocukluk top peşinde koşarak ve babamdan metin oktay efsanelerini dinleyerek geçmiş.

o vakitler yok böyle herkes Galatasaray'lı! bir ben bir de selçuk adında mahalleden bir arkadaşım...

sami yen'de cim bom'un maçı mı var? biz oradayız tüm harçlığımızı bilet parasına yatırıp selçuk'la... ve tüm mahalle fenerliyken biz metin oktay delisiyiz babam sayesinde... ben kaleciyim,selçuğa uyuz oluyorum çünkü o top oynarken vole atıyor,kafaya çıkıyor,çalım atıyor,attığı her golden sonra da :metin oktay diye bağırıyor...

piçe bak!

bense hep kaleciyim ama aslında iyi kaleciyim de ne gereği vardı be baba? diktin beni kaleye 'sen burada iyisin olm' diye! ama metin kaleci değilmiş ki!

ibne selçuk bağırıyor hep;' ben metin oktay' diye tamam da: ya ben?

sonra yıllar geçiyor. artık altı yaş uykusu, yorgunluğu, anlamazlığı değil;ergen zamanların bıçkınlığı var!

ve iyice tribüncü olma...

''her zaman her yerde en büyük cim bom'' halleri...

sonra...

'sabaha karşı metin oktay trafik kazasında öldü diyor ' trt ve ilk özel kanal!

ben üzülüyorum..

babam:

yarın cenazeye geleceksen erken kalk diyor, direkt yatmaya gidiyor içeriye erkenden!

babamın hiç uyumadığını aslında sabah camiye giderken cenazeyi almaya farkediyorum...

sonra kozlu'da babamı hüngür hüngür ağlarken görüyorum!

dedemin vefatında ilk kez sessizce ağladığını gördüğüm adam hıçkıra hıçkıra ağlıyor...

ve en son kozlu'da ....
ve daima kozlu'da.....

nefes aldıkça olacağız....
bir sevdayı kuşaktan kuşağa aktarabildiğin için bile çok fazlasın dedirten efsane insan...
adam....

Sipahi Dirican
Eylül 2012



19 Ekim 2012 Cuma 00:22

Atatürk ve Galatasaray
Unutmayacağız!
ultrAslan Forum
ultrAslan Ürünleri
Fotoğraf Galerisi
Copyright © 2001 - 2011 ultrAslan. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz.