Ana Sayfa Ana Sayfa

ultrAslan Yazı Dizisi (5)


5.Gün   19.01.2007



Şafak yeniden doğacak


Onun adı; Şafak Güzeller.. O, 2003'ten bu yana lenf kanseri ile savaşıyor.. Başta ultrAslan olmak üzere, Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular ve diğer kulüpler taraftarları şimdi onu hayata döndürmek için çalışmalar.. Yani "Ezeli rekabet, ebedi dostluk" sözü Şafak sayesinde lafla kalmıyor.


Büyük komutanlar savaşları başlatma emrini daima ŞAFAK VAKTİ verir ve askerlerini hücuma genelde ŞAFAK SÖKERKEN kaldırırlar. Bu nedenle tüm savaşlardan zaferlerle çıkarlar. Bunun en büyük örneğini Kurtuluş Savaşımız sırasında büyük önder Gazi Mustafa Kemal Paşa vermiştir. Hani son emrini verdiği Kocatepe'den, ordusunu hücuma kaldırarak, düşmanları İzmir'de denize döktüğü ŞAFAK VAKTİ gibi... "ultrAslan Şafak, 21 yaşında ve Lenf Kanseri. Kök hücre nakli için Amerika'da tedavi görmesi gerekiyor. Ama buna imkanı elvermiyor." diye yazmış ve "Geçmiş olsun Şafak kardeşim" diye bitirmişti Ruşen Güven gazetesindeki yazısını. İşte ultrAslanlar bu kardeşleri için bir şafak vaktinde büyük bir harekat başlattılar. Bu menfur hastalığa karşı girişilen cenge sadece Galatasaraylılar değil Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar, Tarbzonsporlular, Sakaryasporlular, Bursasporlular ve gücü ve yüreği olan tüm taraftarlar maddi, manevi olarak katıldılar. Yani, "Ezeli rekabet, ebedi dostluk" sözü de lafta kalmadı. 2003'te rahatsızlanan ama bunu kimseye belli etmeyen Şafak Güzeller'in tedavisi için ultrAslan'ın başlattığı yardım kampanyasına Fenerbahçe Kulübü 10 bin YTL. ile katıldı. Galatasaray Yönetimi de hemen 15 bin YTL gönderdi. Trabzonsporlu taraftarlar Ersen Martin'in formasını açık artırma ile satıp oradan elde ettikleri geliri verdiler.. Ve Şafak ABD'ye tedaviye gitti... Ve hala da orada... Ve O'nun Okyanus ötesinden bir mesajı var: "Takım ayırmaksızın bütün abilerime, kardeşlerime, arkadaşlarıma bana verdikleri büyük moral ve destekten ötürü ne kadar teşekkür etsem azdır... Söyleyecek kelime bulamıyorum... O yüzden, çok içten bir şekilde 'Hepinizi çok seviyorum' diyorum."

MERİÇ TUNCA


İnönü'de ayran savaşı...


Bir ultrAslan'ın anısı.


Beşiktaş ile nefes nefese bir şampiyonluk yarışı sürdürüyoruz. O hafta da İnönü Stadı'nda kozlarımızı paylaşacağız. Maçı kazanırsak mutlu sona yaklaşmış olacağız... Ama beraberlik Beşiktaş'a yarıyor. Gece saat 23.00 civarında Dolmabahçe'ye doğru hareketlendik. Stadın oraya geldiğimizde gece karanlığında eski açık ve kapalıya dönen köşede birikmiş olan binlerce kişiyi gördüğümüzde şok olduk diyebilirim. Defalarca maç için sabahladığımız halde, bu kadar çok insanı hem de o saatte ilk defa görüyorduk. Bizim sayımız herhalde 5 bin kadardı ama Beşiktaşlılar da kapalının yanında takılıyorlardı. Muhtemelen onlar da bizim kadar vardı. İşin güzel tarafı insanlar birbirleriyle kavga etmiyor, hatta sohbet ediyorlardı. Ama Maçka tarafında ise kıyamet kopuyordu. Tribün grupları birbirine girmiş, çok sayıda insan yaralanmıştı. Sonunda kapalının ortasında bize ayrılan bölümün en üstünde yerimizi aldık ve vakit geçsin diye sohbet etmeye başladık. Ama sırf sohbetle vakit geçmiyor ki, illa hareket lazım! Beşiktaşlılar da sıkılmış olacaklar ki, karşılıklı atışmalar yerini pet şişe ve bilumum ıvır zıvıra bıraktığında gayet neşelenmiştik! Çünkü üst taraftaydık, bize bir şey gelmiyordu. Ya da biz öyle sanıyorduk! Bir anda yanımdaki arkadaşımın kafasına bir ayran kutusu isabet edince ben de nasibimi aldım. Neyse ki, ayranı severim! Tuvalete temizlenmek için gittiğimde, her iki taraftan da onlarca kişinin birbirine bakıp güldüğünü ve temizlenmeye çalıştığını gördüm. Maç başladı. Rambo Yusuf'un (Altıntaş) uzaktan attığı golle 1-0 öne geçmiştik. Yer yerinden oynuyordu. Çünkü bu sonuç bizi şampiyonluğa koşturacaktı. Ama maçın ikici yarısının başlarında oyuna giren Beşiktaşlı Ziya, daha topla ilk buluşmasında kafa ile topu ağlarımıza gönderince dünya başımıza yıkıldı. Gol sonrası sağıma soluma baktığımda herkesin delikanlı gibi ağladığını gördüm. Ben ise... Neyse boş verin...

BURAK SAVUCU

 

Onlarla abi kardeş gibiyiz


TEKSAS Grubu ultrAslan için ne düşünüyor?


Devamlı görüşüyoruz onlarla.. Bursa'ya geldiklerinde onlarla dostça dolaşıyoruz. Biz gittiğimizde bizi en iyi şekilde ağırlıyorlar. Sadece grup liderleri değil, gruptaki tüm insanlar birbiriyle görüşüyor. Abi kardeş gibiyiz. İnşallah bu dostluk bozulmaz.

SELİM KURTULAN Bursaspor Teksas Grubu Lideri

Ne istersen iste benden...

Gazeteci gözüyle.


Eşkıya, şiddet yanlısı, serseri, küfürbaz vs.. vs.. Böyle suçluyor gazeteciler futbol taraftarlarını. Oysa gösteriyor ki taraftar sağduyusu; gazeteci kendilerine haksızlık yapıyor. Gazeteci, kansere yakalanan meslektaşına hala kin saçabilirken köşe yazılarından, taraftar kansere yakalanan arkadaşının tedavisini üstleniyor. Hem de gazeteciye göre en düşman olanı bile bu paydada buluşuyor. Gazetecinin düşmanlığı ise kanser bile dinlemiyor. Galatasaray taraftar organizasyonu ultrAslan, ABD'de lenf kanseri tedavisi gören bir Galatasaray taraftarı için kampanya yürütüyor. Soyadı gibi güzel olan gencecik Şafak Güzeller, Teksas'ta kanser tedavisini sürdürürken, ultrAslan İstanbul'da kampanya başlattı. Taraftar ortak panelinde de tüm kulüp taraftarları ultrAslan'ın insanlık dersine ortak oldu. Kampanyanın mimarı ultrAslan'ın yöneticilerine diyorum ki: Yönettiğim Haber Merkezi bundan böyle Şafak Güzeller için emrinize amededir... Ne gerekiyorsa yapalım, benden ne istiyorsanız yapalım ve Şafak'ı ne pahasına olursa olsun kurtaralım..

MURAT ONGUN Habertürk - 16.10.2006

 

"Kapalı"yı bırak, "Eski açık"a bak

Kurucu üyelerin katkılarıyla ayakta duran bir taraftar oluşumu olarak, ultrAslan hala planladığı etkinlikleri gönül rahatlığıyla yapabilecek güce sahip değildi... Büyük bir heyecanla kurulmaya başlanan dernek merkezi, (1 Haziran 2001 itibarı ile Gayrettepe'de dernek merkezi olarak kullanılacak daire tutuldu. 17 Temmuz 2001 tarihinde ise Dernekler Masası tarafından "Genç Galatasaraylılar Derneği" adıyla tescillendi) hem kısa sürede oluşan enerjinin hemen tümünü almaya başladı, hem de oluşmaya başlayan bürokrasi yüzünden maddi bir süreklilik kaygısının ön plana getirilmesine yol açtı. Faaliyetlerden/projelerden bahseden ekip, birdenbire ödenecek depozitlerden, kiradan bahseder oldu. Üstelik bu sürecin uzun sürmesi, sanki ultrAslan'ı yönlendirenlerin başka hiçbir şey yapmadıkları gibi bir izlenim oluşmasına yol açtı. Yani taraftar için legal ortam pek de iyi olmamıştı sanki. ultrAslan'ın çok güzel bir adı vardı ve "Markası" da artık oluşmuştu. ultrAslan ismi ise T.C. Marka Tescil Bürosu tarafından tescil edilmiş durumdaydı. Bunu kullanabilme becerisi, belki de ultrAslan'ın ihtiyacı olduğu mali bağımsızlığın en önemli kanalı olacaktı. Bu konuda çalışmalara hız vermek gerekiyordu. Türkiye'de yaşanan ekonomik buhranın bunda mutlaka etkisi vardı ve bu gelir düzeyiyle, ultrAslan'ın kendine yarattığı bürokrasiyi ancak yaşatabileceği ortadaydı... Ama ultrAslan'ın sezon başında namının, gücünden daha önde gitmesinin getirdiği bir yenilik de oldu. Galatasaray Kapalısı'nın adı Başkan Faruk Süren yönetimince "ultrAslan Tribünü" olarak değiştirildi. Hatta o sezonki kombine kartların üzerine de "ultrAslan Tribünü" yazıldı. Bir taraftar grubu için tribüne adını vermek çok önemli bir gelişme olarak gösterilebilir. Hele Galatasaray gibi taraftarına pek önem vermeyen bir kulüp için! Yönetimin yaptığı böyle bir jestin kombine satışlarını artırmaya yönelik bir hesaba dayandığını görmemek elbetteki mümkün değil. Üstelik, paradoksal bir biçimde o tribünlerin adını ultrAslan koyup bir yandan da en pahalı fiyatı ve daha da kötüsü, o tribünlere "Koltuk numarası" koymak, başlangıçta haberi alarak sevinen birçok ultrAslan'ın hevesini kursağında bıraktı. Oysa ki, o sezon için düşünülen en temel şey, grup ruhunu oluşturacak en önemli adım, kapalı tribünün tamamının numarasız yapılması ve ücretinin düşük tutulması, taksitinin daha uzun vadeye yayılmasıydı. Bu konudaki beklentinin gerçekleştirilememesi, bir kısım ultrAslan'ın kapalıyı terk ederek eski açık tribüne gitmesine veya kombine alamamasına yol açtı. Aralarında üniversite öğrencilerinin çoğunlukta olduğu gençler de kapalıya gidemeyeceklerini açıkladılar. Tamamen maddolanaksızlıkların dayattığı bu kısmi taşınma, belki de eski açık tribünün de aktifleşmesine ve daha geniş katılımın sağlanmasına neden olacaktı. İlk maçlarda bunun işaretlerini görmek mümkündü.

YARIN: KAFALARDAKİ SORU İŞARETLERİ


ultrAslan KOORDİNATÖRLÜKLERİ


YURTİÇİ İL KOORDİNATÖRLÜKLERİ

* ADANA
* AFYON
* AĞRI
* AKSARAY
* AMASYA
* ANKARA
* ANTALYA
* ARTVİN
* AYDIN
* BALIKESİR
* BATMAN
* BAYBURT
* BİLECİK
* BOLU
* BURDUR
* BURSA
* ÇANAKKALE
* ÇORLU
* ÇORUM
* DENİZLİ
* DİYARBAKIR
* DÜZCE
* EDİRNE
* ELAZIĞ
* ERZURUM
* ESKİŞEHİR
* GAZİANTEP
* GİRESUN
* GÜMÜŞHANE
* HATAY
* IĞDIR
* ISPARTA
* İZMİR
* KAHRAMANMARAŞ
* KARABÜK
* KARAMAN
* KASTAMONU
* KAYSERİ
* KIRIKKALE
* KIRKLARELİ
* KIRŞEHİR
* KOCAELİ
* KONYA
* KÜTAHYA
* MALATYA
* MANİSA
* MARDİN
* MERSİN
* MUĞLA
* NEVŞEHİR
* NİĞDE
* ORDU
* RİZE
* SAKARYA
* SAMSUN
* SİNOP
* SİVAS
* ŞANLIURFA
* TEKİRDAĞ
* TOKAT
* UŞAK
* VAN
* YALOVA
* YOZGAT
* ZONGULDAK

YURTİÇİ İLÇE TEMSİLCİLİKLERİ

* Manavgat
* Alanya
* Side
* Söke
* Kuşadası
* Nazilli
* İnegöl
* Biga
* Gümüşyaka
* Kesan
* Nizip
* Yalvaç
* Ödemiş
* Tire
* Alaçatı
* Elbistan
* Gölcük
* Karamürsel
* Tavşanlı
* Akhisar
* Salihli
* Soma
* Turgutlu
* Bodrum
* Marmaris
* Fethiye
* Yatağan
* Akyazı
* Bafra
* Çarşamba
* Çerkezköy
* Muratlı
* Eşme
* Banaz
* Sorgun
* Devrek
* Krdz. Ereğli
* Bandırma
* Lüleburgaz
* Silivri
* Alucra
* İskenderun
* Antakya

Kaynak :  http://www.takvim.com.tr/2007/01/19/spo103.html



10 Şubat 2007 Cumartesi 

Atatürk ve Galatasaray
Unutmayacağız!
ultrAslan Forum
ultrAslan Ürünleri
Fotoğraf Galerisi
Copyright © 2001 - 2011 ultrAslan. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz.