ultrAslan Yazı Dizisi (3)
3.Gün 17.01.2007
3. Boğaz köprüsü savaşı
Türkiye, Galatasaray ile Fenerbahçe taraftarları arasında Boğaz Köprüsü'nde yaşanan "Bayrak asma kriziyle" geçen yılın Hazıran ayında tanıştı. Ancak iki taraftar grubu arasındaki ilk çekişme değildi bu.. 2002'de Galatasaray'ın şampiyonluğunda köprüye asılan bayrağı Fenerliler indirmiş, bir sonraki sezonda da Sarı-Lacivertlilerin şampiyonluğunda bu kez intikam sırası Galatasaraylılar'a gelmişti....
Birkaç sene önce Galatasaray şampiyon olduğunda artık gelenekselleşmiş olduğu üzere Boğaz Köprüsü'ne Galatasaray Bayrağı asılmıştı. Ancak bu bayrak bazı Fenerbahçeli taraftarlar tarafından, ipleri kesilmek suretiyle, indirilmişti. Tabii kimsenin aklına koskoca Boğaz Köprüsü'nde herhangi bir terör olayı(!) olabileceği gelmediği için o zaman önlem alınmamıştı... Ve o bayrak çok rahat biçimde kesilmişti. Neticede o bayrak yeniden asılmıştı ama bu sefer önlem de alınmıştı. Bir sene sonra Fenerbahçe şampiyon olduğunda köprüye bu sefer de Fenerbahçe bayrağı asılmış ama bu kez başında vardiyalı olarak bir polis memuru nöbetçi kalmıştı.[b]Ancak ultrAslanların Fenerbahçe bayrağına misilleme yapıp indirmelerine polisin nöbet tutması da yeterli olmamıştı.[/b]Sonraki sene Fenerbahçe yine şampiyon olduğunda köprüye bayrak asılmamıştı. Geçen sezon sonunda Galatasaray şampiyon oldu ve kulüp Valilikten 15 günlük bir izin alarak köprüye büyük bir Galatasaray bayrağı astı. Beş gün sonra bu bayrak bir grup Fenerbahçeli tarafından indirildi. Çünkü her hangi bir koruma yoktu. Bayrağı indirenler yakalandı ama [b]yakalananlar savcılıkça serbest bırakıldı hatta bu işi yapanlar basın önünde şov yaptı.[/b] Bayrak ise sabah yeniden asıldı.[b]Ancak aynı gün, hem de yaşlı başlı iki kişi, reklamın ucuz olduğunu gördükleri için ellerinde çakı ile köprüye gittiler, uzun müddet uğraştıkları için bayrağa bir şey yapamadan tesadüfen(!) yakalandılar.[/b] Ama hemen serbest bırakıldılar. Bir sonraki gece ise daha beter bir şey oluyordu. Zira bu sefer Galatasaray bayrağı molotof kokteylleri ile yakılıyordu. Kulüp her defasında yeni bayrak asacağını deklare ediyordu ama [b]ultrAslanlar[/b] için artık hareket zamanıydı. Yaklaşıp 150 kişilik bir grup otobüsle köprü üzerine geliyor, köprünün tam ortasında otobüsten inerek yolları tıkıyor, tezahürat yapmaya başlıyor, getirdikleri Galatasaray bayrağını köprüye asıyor ama bir yanda da ellerindeki Fenerbahçe bayrağını medyanın gözü önünde yakıyorlardı. Köprüye yeniden asılan bayrak 3-4 gün daha orada kalıyor ve daha sonra izin süresi bittiği için kaldırılıyordu.
MERİÇ TUNCA
Gazeteci gözüyle
Ali Sami Yen ultrAslan'la güzel
Denizli maçı başlamak üzere, kapalı tribünün çatısında bazı gençler görüyorum. Ellerindeki sarı-kırmızı büyük bir kütleyi kuvvetli rüzgarda aşağı sallandırmaya uğraşıyorlar. önce 'M' harfi ve '1' rakamının ucu ortaya çıkıyor. Saniyeler geçtikçe Galatasaray'ın gerçek kimliği parçalı dev sarı-kırmızı forma olduğu anlaşılan kütle yavaş yavaş indiriliyor. Ortaya ölümsüz bir aşkın sonucu dev, palavradan değil gerçekten, 10 numaralı Metin Oktay forması çıkıyor. G.Saray kapalısının dörtte birini kaplıyor ve maç başladıktan sonra toplanıyor. Futbolcular 2'nci yarı için çıkarken Metin Oktay çatıdan indiriliyor ama bu kez yanında ikiz kardeşi 10 numaralı Hagi forması da var. Tünelden çıkan futbolcular olağanüstü tablo ile karşılaşıyorlar. Kapalı tribünün yarısını tepeden tırnağa örten iki Galatasaraylı ilahın formaları ASY'i selamlamaktadır. Çoğunun damarlarındaki kanın çekildiğini tahmin ediyorum, tıpkı tribünlerdeki binler gibi. Her şeyin tersini söylemenin erdem olduğunu sanan bilmişlerin '10 numarayı kaldırmak ahmaklıktır' çıkışı hak ettiği cevabı aslında Denizli maçında aldı. 10 no'lu formanın giyilmemesini ilk kez nisan ayında ultrAslan'lar önerdi. Ben de bu güzel jesti destekleyen yazılar yazdım. Galatasaray Yönetim Kurulu da gerekeni yaparak 10 numarayı müzeye kaldırdı. Büyük aşklarda akılcılık aranmaz! Galatasaraylıların Metin Oktay ve Hagi aşkları, formaları giymemenin pratik sonuçlarını düşünmeyecek kadar ulvidir. Galatasaray'da 'Ultralar' değil, Türkiye'nin farklı taraftar oluşumu 'ultrAslan' vardır. Yarattıkları ortam için ellerine sağlık!
Ömer Ural KÜKNER (20 Ağustos 2001)
Bir ultraslan'ın anısı
Otobüsün külüstürü de hiç mi hiç çekilmiyor!
Kasım ayının sonlarına doğru sıcak bir İzmir tatili olarak düşünebilceğimiz Altay maçına gitmek üzere Ali Sami Yen'de toplandık. Saatlerce süren bekleyiş sonunda İzmir'e gidil(e)meyeceğini öğrendiğimizde büyük burukluk yaşamıştık. Bizler o zamanlar ultrAslan- UNI'nin kemik grubu olarak o maça da iyi organize olmuştuk. 30 kişi kadar vardık. Kötü haberi alınca herkes bir şekilde dağıldı. Biz de Kayhan, Sertaç, Kurti ve rahmetli Murat ile Sami Yen'den ayrıldık. Okan'lar da Fırtına'larla beraber bir grup Taksim'e gittiler. Sonradan biz 5 kişi gaz olduk "İlla gideceğiz" dedik. Herkes ceplerine baktı fazla para, pul yoktu. Maç bayram tatiline geldiği için otobüslerde de yer yoktu. Ama takmıştık kafaya bir kere, bastık Hareme gittik. Evet, otobüslerin hepsi doluydu. Tam umudumuzu yitirmişken 'İzmir, İzmir hemen kalkıyor... AYAKTA!..' diye bağıran sesi ilk duyduğumuzda şok olmuştuk. Ama bizi ilgilendiren kısmı İzmir'di. Ve kendimizi otobüsün içinde bulduk. Otobüs çok eskiydi. Bizden başka da ayakta yolcusu vardı... Arka kapının merdivenlerine yanaştık, 5 kişi oraya nasıl sığdıysak yerleştik. Tesadüfen otobüste Erzurum Atatürk Üniversitesinden bir arkadaşla tanıştık. Meğer O da ultrAslan-UNI üyesiymiş. Otobüs Gemlik taraflarında arızalandı. Daha otobüse binerken rahmetlinin sözleri aklıma geldi "Bu külüstürle hiçbir yere gidemeyiz." Bir süre sonra Susurluk'ta molaya durduk. O sırada tribünümüzden Sezgin abi, Sinan ve Çiço yanımıza geldiler. Başka bir otobüsten de Özkan Abi indi, ortam iyice şenlendi. Meğer onlar da münferit hareket etmişler. Çiço otobüsü görür görmez lafı yapıştırdı "Bu otobüsle zor gelirsiniz." O anda bizim otobüs stop etti. Zoraki çalıştırdılar. 7 km.'yi bir saatte gittik! Ve otobüs tak dedi, durdu orta yerde. Bir saat başka araç bekledik, tesadüfen gelen bir midibüs'e atladık Balıkesir'e geldik... Balıkesir'den ilk otobüsün bir buçuk saat sonra kalkacağını öğrendik, neticede toplam 15 saat yol yapıp İzmir'e ulaştık. "Geliyoruz, bizi alın" diye İzmir'li ultrAslanları aradık. Buluşma yerine gittiğimizde karşımıza bizim Taksim'e giden ekibi bulduk! Onlar da gece altı kişi ve bir de davul atlamışlar bir arabaya. Artık nasıl sığdılarsa!.. Ardından Ahmet de karşımıza çıkmaz mı, adam bizden beter otostopla gelmiş. Maçımıza gittik, galip geldik. Tribünler de süperdi. Dönüş yolunda çektiklerimiz de pek farklı değildi. Ama bizim açımızdan Galatasaray'ımız uğruna çıktığımız dört dörtlük bir deplasmandı diyebiliriz.
GÖKHAN EVLİYA ERMİŞ
Ultra Kavramının Sırrı
Bilindiği gibi "Ultras", aslında Avrupa'da başlamış ve giderek yayılmış uluslararası bir taraftar hareketi. Ultras hareketi, takımına duyduğu bağlılığı oldukça radikal bir temelde kavrayan bir akım. Yeni Oluşum'un elbette, başlangıçta kendisine koyduğu hedefler arasında bu düzeyde bir radikallik söz konusu değildi. Dahası, hedefi "sadece kulübünü desteklemek" olan bir taraftar hareketinin holiganizmi desteklemesi elbette söz konusu olamazdı. Ancak, "Onurlu ve gururlu bir taraftar grubu" olabilmenin yolu gerçek bir grup olarak davranmaktan geçiyordu. İşte ultrAslan, bu vurguyu güçlendirmek açısından seçilmişti. Ayrıca Türkiye'de ilk kez "Ultras" hareketinin bağımsız bir devamı olarak ismiyle boy gösterecekti. Dahası, hareketin yeniliğini göstermesi açısından da doğru bir isim bulunmuştu. İsimdeki "Aslan" vurgusu da tribünlerin "Alamet-i farikası" olan bu soylu "Kral"ın adını kullanmaktan vazgeçilemeyeceğini de göstererek olumlu bir adımı işaret ediyordu... Ve elbetteki Büyük Kaptan Aslan Nihat'ın (Bekdik) da ruhu şad ediliyordu. İkinci toplantıda ayrıca kuruluş sürecinin yükünü taşımak üzere toplantıyı düzenleyen ekibin tümünün katıldığı geçici bir yönetim kurulu oluşturuldu. Ve 29 Mart 2001'de, Ali Sami Yen Stadı'nın karşısındaki Park Cafe'de genişletilmiş bir 3. toplantı kararı alındı.
Tatangalar Grubu ultrAslan için ne düşünüyor?
Bize çok yardımcı oluyorlar
Kurulma aşamalarından beri dikkatle takip ediyoruz. Özellikle manifestoları hoşumuza gitti. Taraftar olarak duruşları çok önemli. Bir ara ultrAslan isim hakkını kulübe devrettiler. Bütün tribünlerin sorunlarıyla ilgilenmeleri hoşumuza gidiyor. Bizim sorunlarımız onların sorunları gibi oluyor. Ali Sami Yen'e gittiğimizde maçlara girişlerde bize çok yardımcı oluyorlar.
YILMAZ ŞEN Sakarya Tatangalar Grubu Lideri
ultrAslan'ın alt grupları
ultrAslan BEST
Kapalı tribündeki tezahürat üretim merkezidir. Bir çalışma grubudur..
ultrAslan CURVA
Eksi Açık'ta konuşlanan bir grup efendi gençtir. Daha çok ailelerinin izniyle maça gelen ve ortama alışmaya çalışanları pişiren gruptur.
ultrAslan ÖLÜMÜNE
Kapalı tribünün daha çok Anadolu yakasında ikamet eden arkadaş grubudur.
ultrAslan HELL
Eski Açık'ta konuşlanmış ve daha çok sosyal etkinlikleri ile tanınan bir gruptur.
Kaynak : http://www.takvim.com.tr/2007/01/17/spo129.html
10 Şubat 2007 Cumartesi
|